Teknoloji ve Biz
Bill Gates, Steve Jobs, Mark Zukerberg, Microsoft , Apple, Facebook vs... Bu isimleri ve onların
yarattıklarını duymayan
yoktur sanırım.
Yaşadığımız iletşim çağının,
bana kalırsa daha çok internet demeliyiz, en büyük baş rol oyuncuları.
Kimilerine göreyse
teknoloji bağımlılığının
baş sorumluluları. İşte bu gün tam da bu konu üzerinde
duracağız. Teknoloji
hayatımızın ne kadar içinde, hayatımızı ne kadar
kolaylaştırıyor ya
da ne kadar zorlaştırıyor?
Teknoloji olmadan nasıl yaşanabileceğini hayal
bile edemeyen genç bir kuşağımız
var artık. Özellikle tam da bu çağın ortasına doğmuş
, şu anda 14-24
yaşları arasında
olan genç teknoloji tutkunları ya da bağımlıları.
Ve bağımlılıkla gelen
yeni duygular. Bir çok orta ve
üst yaş grubunun yabancı olduğu tuhaf hisler. Mesale telefonun pilinin
bitmesi artık 15 yaşında bir gence büyük bir
çaresizlik ve yanlızlık hissi veriyor. İnternete erişememenin, maillerine bakamamanın ya da facebook hesabına yeni fotolar ekleyemenin
çaresizliği nerdeyse ıssız bir adaya düşmek kadar büyük
bu nesil için.
Bu noktada, teknolojiyi nasıl kullandığımız ve
hayatımızın olmazsa
olmazı mı konusu sorgulanmalı bana kalırsa. Facebooktan arkadaşımızın profiline göz atmak,
internetten beğendiğimiz
bir ayakkabı siparişi vermek, tiwitter hesabımıza nerde ne yaptığımızı
dakika ve dakika eklemek hayatımızı daha mı kolay kılıyor
yoksa bilgisayar başında ahlak değerleri değişmiş,
asosyal bir kuşak mı yaratıyor?
Yen çıkan
ipad in ilk sahibi olabilmek için bir gün öncesinden,
dükkanların önünde oluşturulan uzun kuyruklar, daha doğrusu çadır kampları, pek sağlıklı bir ruh halinin eseri
olmasa gerek.
Ya da saatlerce oynadığı
bilgisayar oyunun etkisiyle gerçekle sanalı ayırt edemez hala gelen
12 yaşlarında bir
çocuğun sinir krizleri geçirmesi, siyah beyaz tv çağının çocukları için çok sık rastlanan
bir durum değildir sanırım.
Bütü bu
olumsuz, hatta teknoloji düşmanıymışım
gibi, cep telefonu internet kullanmıyomuşum
gibi gelen sözlerden sonra eminin bir ton ‘ama’yla başlayan anti tez olacaktır.
Ama Facebooktan ilk okul
arkadaşını bulmak
güzel değil mi?
- Ama eski sevgilini histerik bir şekilde facebooktan takip etmeye çalışmak hiç de güzel değil.
Ama gecenin bir yarısı ıssız bir yolda arabamın
tekeri patlasa, yardım servisini arayabilmem büyük bir kolaylık değil mi?
-Ama o telefon için gecenin bir
yarısı sokak ortasında sabahlaman pek mantıklı değil.
Uzun bir yolculuk öncesi yanımızdaki muhtemel yol arkadaşımızın
eğlenceli bir adam çıkması
yerine mp3 çalarımızın
pilinin bitmemesini diliyoruz artık.
Takımımızın maçına
gitmek yerine, oturma odamızın yarısını kaplayan devasa tv’mizde izlemeyi tercih ediyoruz takımımızı.
Kapımız çalmasa da , facebookta yüzlerce arkadaşımız
var.
Teknoloji dünyasında yaşıyoruz
artık, bu yazıyı da dedemden yadigar dolma kalem ve enfes el yazımla
yazdığımı düşünüyorsanız
yanılıyorsunuz...
Anıl
Dilman
Melbourne Düşünce Grubu, 18 Eylül 2011